DEMOKRATİK TOPLUM-
DEMOKRATİK PARTİLER
Demokrasi: dünyada ilk kez günümüzden 2532 yıl önce eski Yunan
Uygarlığı'nda uygulandığı bilinen ve siyasal denetimin doğrudan doğruya
veya belirli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin (Milletvekili)
elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm
yurttaşların eşit seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu yönetim biçimi.
Bu yönetim biçimi ilk uygulandığında toplumda yeri olan seçkinlerin
seçme ve seçilme hakkı vardı. Günümüzde ise; Demokrasinin vaz geçilmez
unsuru olduğu iddia edilen (?!) partiler aracılığıyla seçme ve seçilme
yeterliliğine sahip her yurttaşın belirlenen zaman dilimlerinde yapılan
seçimlerde kurulan sandığa oyunu atarak (?!) görevini yaptığı söylenen bir
nevi etkinlik haline gelmiştir.
Partiler: -özellikle ülkemizde- Oligarşik yapılar biçimine bürünmüştür.
Nedir bu oligarşi?
Oligarşi: Siyasal gücün birkaç kişiden oluşan küçük bir grubun
elinde bulunduğu yönetim biçimi.
Daha açık bir ifade ile söylersek: Mafya yönetimi...
Partilerin tepesinde bir lider var, herkes o liderin ağzından çıkan -
saçma, anlamsız, aptalca ve bir saniye önce söylediği şeye tamamen zıt da
olsa...- her kelimeyi çılgınca alkışlamak zorunda. O lider, ölene kadar lider...
Öldükten sonra onun yerine geçen de aynı sistemi sürdürüyor.
Peki, ülkemizin en köklü, kurumsal partisi CHP' de durum ne?..
CHP: diğer partilere göre daha demokratik bir iç işleyiş geleneğine
sahip olmakla birlikte ülkenin toplumsal yapısının kendi içinde de etkili
olmasını engelleyemiyor. CHP'de de Oligarşik bir yapı var. Lakin, burada
lider ölünce değil; seçimle değişebiliyor. Ama, yeni seçilen lider de bir süre
sonra oligarşik bir yapı kurarak yoluna devam ediyor.
Bunu engellemenin, toplumu gerçek demokrasiye kavuşturmanın bir
yolu yok mu? Bizim ülkemiz umutsuz bir vak'a mı?
Elbette ki Hayır!.. Bu düzeni değiştirebiliriz ve değiştireceğiz.
1- PARTİLERDE DELEGELİK SİSTEMİ:
Diğer partileri bir kenara bırakalım ve ülkemizin kurucu partisi CHP'yi
düzeltmenin yolunu arayalım...
CHP'de delegelik sistemi çok yanlış kullanılıyor. -Çok demokratik ve
bilinçli olmasa da..- ilgili mahallelerden üyeler tarafından seçilen ilçe
delegeleri: İlçe Başkanı, İlçe Yönetimi ve ilgili ilçeyi ilde temsil edecek
dolayısıyla; İl Başkanı, İl Yönetimi, İl Disiplin Kurulu ve İl Kurultay
Delegeleri'ni seçecek delegeleri ilçe kongresinde belirliyor. Bu seçimden
sonra mahallelerden seçilen bu delegeler, tamamen karar organı dışına
itiliyorlar. Oysa, İlçe Kongresi için mahallelerden seçilen bu delegeler
partinin İLÇE TEMSİLCİLER MECLİSİ olarak görev yapmalılar.
Üyelerle yapılması gereken ön seçim yapılamadığında İlçe Kongre
Delegeleri partinin; Belediye Başkan Adayı, Belediye Meclisi Adayları,
Milletvekili Adaylarını seçmek gibi Yerel ve Genel seçimlerde belirleyici rol
oynamalılar. Partinin İlçe Kongre Delegeleri'nin seçtiği kişilerin aday
listesinde olması zorunlu olmalı. Genel Merkez'e bu adaylıklardan kontenjan
ayrılmamalı. Kontenjan sistemi ile birlikte Kadın ve Genç Kotası da
kaldırılmalı.
Mahalle delegeliği, İlçe Başkanı ve Yönetimi, İl Başkanı ve Yönetimi,
İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclis Üyeliği, Milletvekilliği ve
Genel Merkez Yönetim Organları'nın tamamında seçilme süreleri kesin
olarak sınırlandırılmalı. Bu sınırlandırma dönem ile değil, yıl ile olmalı. Bir
kişi yukarıdaki Yönetim Organları'nın herhangi birinde ancak dört yıl yani
1460 gün görev yapabilmeli. Günü dolan gitmeli.
30.09.2025 İSTANBUL NİHAT MÜRŞİTPINAR