YEREL DİKTATÖRLER
Yerel yönetimlerden başlar demokrasi kültürü. Mahallemizde seçtiğimiz muhtar ve azalarını ne kadar tanıyorsak o kadardır demokrasimiz. İlçelerimizdeki belediye meclislerine kaç kez katıldık dinleyici olarak?..
Oysa, fark etmediğimiz, sokağımızdaki değişim oralarda planlanır. "Rant"lar oralarda dağıtılır. Ol nedenle; "Şikayet ediyorsan kötü yönetilmekten, bu biraz da senin kabahatin!.." demeye dilim varmıyor ama, öyle sevgili dostum.
Her beş yılda bir, belediye başkanı ve meclis üyelerini seçiyoruz sandıkta. Öyle mi?.. Hayır! Her beş yılda bir, bir diktatör ve diktatörün kullarını seçiyoruz oysa(?!.)
Belediye Başkanı göreve geldiğinde; sizin gibi ürkek, ne yapacağını bilemeyen, çekinik, öz güveni olmayan silik bir kişiliktir hepimiz gibi... Sonra, her Allah'ın günü karşılaştığı insanlar; hazır-ol vaziyetine geçerek ve eğilerek yerlere kadar ve hatta secde ederek kendisine, öylesine bir "Başkanım" tekmili çekerler ki; "Ben neymişim be ağabey" dememesi çok zordur bu fani kulunuzun!.. Zevcelerine de öyle tekmil verir yıkayıp/ yağlarsanız, tadından doyulmaz bir diktatör yaratırsınız kendi ellerinizle...
Şu parti, bu partiye değildir sözümüz... Şu kişi, bu kişiye değildir sözümüz… Niyetimiz kimseyi kırmak değildir - şuradakini buraya koymak hiç değildir! Amma ve lakin; ara sıra da olsa zülf-ü yare dokunmak, çuvaldızı kendimize batırmaktır niyetimiz!
Bakın şöyle çevrenize. En tepeden en aşağıya… Bakın kendinize;
"Ah, bir elime geçirsem, bakın ben ne güzel yönetirim, nasıl hesap sorarım" diye dişlerinizi gıcırdatmıyor musunuz?..
Yerelden genele gönderdiğiniz insanların diktatörlüğü nerede öğrendiğini sanıyorsunuz?..
Sahi, altı ay sonra ne seçeceksiniz?
Dokuz ay sonra peki?..
Ne diyelim: Allah, zihin açıklığı versin!
Nihat Mürşitpınar