VALLAHA BİLMİYORDUM

VALLAHA BİLMİYORDUM!

          Başlığı görünce: “Neyi?” diye soracağınızı biliyorum ol nedenle yazının başına bu başlığı attım.

          Medya’dan izlemişsinizdir… Son zamanlarda –eskiden de vardı da, son zamanlarda çoğaldı- önemli mevkilerde/makamlarda bulunan yöneticilerimizin sıklıkla dillendirdiği bir kelime başlıktaki... En son elli yıldır aktif politikanın içinde çoğunlukla da ‘kendine özel’ partisinin kırk yıldır Genel Başkanlığını yapan, “sol” cenahtan bir muhterem dillendirdi bu kelimeyi:

           “Türkçe olimpiyatlarını Fettullah Gülen hareketinin organize ettiğini bilmiyordum. Türkçe olimpiyatı adı nedeniyle katılacaktım. Tam yola çıkmıştım ki, beni telefonla uyaran bir genç arkadaşımızın uyarısıyla gitmekten vazgeçtim.”

          Ne diyelim? İnanalım mı, yoksa?... Neyse, biz yine de suç olmayacak bir yanıt yazalım?..

          Kardeşler, dostlar… Allah aşkına bize zeka düzeyinizi sürekli anımsatmayın! Ağzınızı azıcık kapalı tutun ki “molla” veya “entel”  desinler.

          “Vallaha bilmiyordum” a birkaç örnekle yazımızı noktalayalım iyisi mi. Yoksa?!.

          İstanbul’u yirmi beş yıldır bizim partimizin yönettiğini bilmiyordum.

          Vakıfların ticarethane haline geldiğini bilmiyordum.

          Kocaman gökdelenler yaparak İstanbul’a ihanet ettiğimizi bilmiyordum.

          Devleti bir cemaatin ele geçirmesine yardım ettiğimizi bilmiyordum.

          Ergenekon ve Balyoz davalarının cemaat kumpası olduğunu bilmiyordum.

          Melih’in parselci olduğunu bilmiyordum.

          Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılınca Enis ve Eren’in de içeri atılacağını bilmiyordum.

          Ceza yasasında büyük bir şevkle kabul ettiğimiz, komünistlere uygulanacak diye çıkardığımız 301.Maddenin biz Müslümanlara da uygulanacağını bilmiyordum.

          Demokrasiye indirdiği darbesini alkışladığımız Kenan’ın bir sağdan, bir soldan diye gençleri idam ettireceğini bilmiyordum.

          Sivas’ta ateşe verdiğimiz otelde insanların ölebileceğini bilmiyordum.

          ABD’nin öncülüğünde izin verdiğimiz “Çekiç güç”ün sonunda kuzey Irak’ta bir Barzanistan kurulacağını bilmiyordum.

          Her türlü teröristi Suriye’ye sokarken, onlara silah ve bomba verirken yıllar sonra onların bize geri gireceğini ve dahi orada ABD tarafından  Kürdisrail devletinin kurulacağını bilmiyordum.

          İsbak’a Liyakatlı Genel Müdür diye atadığımız kişinin Atatürk’e, parti liderimize ve bana sosyal medyada ağza alınmayacak küfürler ettiğini bilmiyordum.

          Müritlerime yaptırdığım badelemenin suç olduğunu bilmiyordum.

          Yurtlarımıza kabul ettiğimiz kız-erkek çocuklarımızın cinsel istismara uğradığını bilmiyordum.

          Gerekli güvenlik önlemi olmadan iş yerimde çalıştırdığım işçilerin ölebileceğini bilmiyordum.

          Yap, İşlet, Devret yöntemiyle yapılan köprü, yol, havaalanı ve şehir hastanesi gibi projelerde fahiş miktarda müşteri garantisi verildiğini, böylece resmen sağmal inek konumuna getirildiğimizi bilmiyordum.

          Her sokağa bir cami, her mahalleye iki İmam Hatip okulu yapılmasını alkışlayarak Müslüman olunmadığını bilmiyordum.

          Her yıl hacca giderek, günde beş vakit namaz kılıp oruç tutarak, Cübbeli hocanın yanmaz kefeninden alıp, tarikat liderlerini lüks mercedeslerle taşıyarak günahlarımın affedilmeyeceğini, tersine katlandığını bilmiyordum.

          Çalıyor ama çalışıyor dediklerimin aslında çalmak için çalıştıklarını bilmiyordum.

Not: itiraf edeyim ki; bir kereden bir şey olmayacağını çok iyi biliyorum. 😊

 

25 Eylü 2019 Çarşamba       İstanbul               Nihat MÜRŞİTPINAR


Yorumlar - Yorum Yaz